Erzincan son günlerde yaşadığı depremle birlikte ülkenin dikkatini yeniden fay hatlarına çekti. 10 Ekim 2023 tarihinde yaşanan 5.9 büyüklüğündeki deprem, hem yerel halkı hem de uzmanları tedirgin etti. Bu vesileyle, ünlü deprem bilimci Naci Görür'ün yaptığı açıklamalar, sosyal medyada gündem oldu. Görür, depremin sebepleri, olası zararlar ve gelecekteki sismik aktiviteler hakkında önemli bilgiler paylaştı. İşte onun o dikkat çekici açıklamalarının detayları.
Naci Görür, Erzincan depremine ilişkin ilk değerlendirmelerini sosyal medya hesaplarından yaptı. "Bu taşların kaymasına engel olamayız, ancak etkilerini minimize edebiliriz" diyen Görür, deprem sonrası yapısal dayanıklılık ve hazırlık konularında önemli vurgularda bulundu. Erzincan bölgesinin tarihsel olarak depremlere maruz kaldığını hatırlatan bilim insanı, "1992 yılındaki büyük depremin ardından bölgenin inşaat yapılarını daha sağlam hale getirildiğini" belirtti. Fakat, bu sağlamlığın yeterli olup olmadığını sorguladı ve yeni yapıların kesinlikle güncel mühendislik standartlarına uygun olması gerektiğinin altını çizdi.
“Depremler kaçınılmazdır ama can kayıpları önlenebilir” diyen Görür, özellikle şehirlerin altyapılarına dönük önlemlerin yaşamsal olduğuna dikkat çekti. Eski yapıların gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Görür, bu tür dikkatsizliklerin gelecekte büyük yıkımlara sebebiyet verebileceğini ifade etti. Ayrıca, yerel idarelerin kısa vadede alması gereken önlemleri artırması gerekiyor.” açıklamasında bulundu. Deprem bilincinin artırılması gerektiğini vurgulayan bilim insanı, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerinin geniş kapsamlı bir şekilde toplumun her kesimine ulaştırılmasının önemine değindi.
Naci Görür, Erzincan'daki deprem sonrası yaptığı açıklamaları sadece mevcut duruma değil, aynı zamanda gelecekteki olası sismik olaylara da odakladı. Ülkemizin dört bir yanının aktif fay hatları üzerine kurulu olduğunu ve bu durumun depremlere zemin hazırladığını belirten Görür, "Deprem riskini bertaraf etmek imkansız olabilir, ancak hazırlık yapmak kesinlikle bir zorunluluk" dedi. Görür, toplumun deprem konusunda bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı ve deprem anında neler yapılması gerektiği konusunda kamu spotlarının artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu tür bilgilendirmelerin, sadece şehir planlamacıları ve belediyeler değil, eğitim kurumları tarafından da gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Naci Görür'ün görüşleri, gündem oluştururken, yerel halkın deprem sonrası paniğini hafifletmek amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Uzmanların, deprem sonrasında yapılacak olan yapıların riskli ya da güvenli olup olmadığını değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Görür, "Eğer yapı hasar almışsa mutlaka bir mühendis tarafından kontrol edilmesi şarttır," dedi.
Erzincan depremine dair Naci Görür'ün açıklamaları, yalnızca bilimsel bir yorum değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluğun da ifadesidir. Bu bağlamda deprem gerçeği ile yüzleşmek, her birey, aile ve toplum için öncelik olmalıdır. Görür, depremin ardından yapılacaklar listesinde yangın güvenliğinden acil durum yönetimine kadar geniş bir yelpazede hazırlıkların yapılması gerektiğini ifade etti. Sonuç olarak, Naci Görür’ün açıklamaları, hem bireysel hem de kolektif bir bilinç oluşturmanın aciliyetini ortaya koyuyor.
Erzincan depremi, sadece sismik bir olay olmanın ötesinde, toplumun dayanıklılığı ve bilinçlenmesi için bir fırsat teşkil ediyor. Bireylerin ve toplulukların, Naci Görür gibi uzmanların görüşlerine kulak vermesi, gelecekteki olası depremlere karşı hazırlıklı olmaları açısından büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, ülkemiz deprem kuşağında yer alıyor ve bu, sürekli olarak dikkat etmemiz gereken bir gerçektir.