Yaşamın pek çok sırrı vardır, ancak 101 yaşındaki bir bireyin uzun yaşamını hangi besinlere borçlu olduğunu öğrenmek, birçok kişinin ilgisini çekiyor. Fatma Nine, hem sağlıklı yaşlanmanın hem de uzun bir ömrün nasıl mümkün olabileceğini gözler önüne seriyor. Peki, bu minik ama büyük sırrın ardında yatan besinler neler? İşte, Fatma Nine’nin yaşamına dokunan o özel dört besin.
Fatma Nine, 101 yaşında ve hâlâ enerjik bir yaşam sürüyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde, köy hayatının zorluklarıyla büyüyen Fatma Nine, yıllar geçtikçe yaşadığı deneyimlerle dolu bir hayatın sahibi oldu. Ailesinin geleneksel beslenme şekilleri ve yerel ürünler, onun sağlam bir sağlık temelinin oluşmasında büyük rol oynadı. Onun hikayesi yalnızca yaşamakla kalmayıp, nasıl sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek gerektiğine dair derslerle dolu. Bugün, genç nesillerin de dikkat etmesi gereken bazı unsurları paylaşmak için karşımızda.
Fatma Nine, günümüzde pek çok insanın gözünde uzunca bir hayat sürmenin ne olduğunu simgeliyor. Bunun ardında ise, hayatı boyunca tükettiği dört önemli besin yer alıyor. Bu besinlerin sağlığa olan katkıları oldukça fazla ve bunları günlük yaşamda nasıl dahil edebileceğinizi merak ediyorsanız, işte Fatma Nine’nin önerileri.
Birinci besin türevlerini doğal ve organik olarak seçtiği yöresel süt ürünleri. Özellikle taze yoğurt ve çökelek gibi fermente edilmiş süt ürünleri, bağışıklık sistemini güçlendirir ve sindirim sağlığını destekler. Yıllardır süregelen bu geleneksel beslenme biçimi, Fatma Nine’nin gençliğinde kültüründen aldığı bir mirastır. Her sabah, bir kâse yoğurdunu, doğanın sunduğu taze meyvelerle birleştirerek enerjisini yükseltiyor. Yüksek kalsiyum içeriği sayesinde kemik sağlığını koruyarak, fiziksel aktivitesini artırdığını söylüyor.
İkinci besin olarak, zeytinyağınıki, sağlıklı yağ ihtiyacını karşılarken, kalp sağlığı için oldukça önemli bir role sahiptir. Fatma Nine, günlük yemeklerine mutlaka zeytinyağı eklerken, yemeklerin hazırlanmasında soğuk sıkım zeytinyağını tercih ettiğini vurguluyor. Antienflamatuar ve antioksidan özellikleri ile tanınan zeytinyağı, ayrıca hücresel yaşlanmayı geciktirici etkisiyle de biliniyor. Zeytinyağlı sebzeler ise sofralarının vazgeçilmezi.
Üçüncü sıralarına yerleşen besin ise baklagiller. Özellikle nohut ve mercimek gibi protein açısından zengin baklagiller, hem doyurucu hem de besleyici özelliktedir. Fatma Nine, her hafta birkaç kez baklagil yemeği hazırlamayı alışkanlık haline getirmiş. Lif içeriği sayesinde sindirim sistemine olan faydaları büyük; ayrıca kalp sağlığına olan olumlu etkileri de dikkat çekiyor. Haftada en az bir kez mercimek çorbası içmeyi alışkanlık haline getiren Fatma Nine, bu yiyeceklerin ona sağladığı enerjiyi ve canlılığı sürekli hissettiğini belirtiyor.
Son olarak gelen dördüncü besin ise sebzeler. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, Fatma Nine’nin diyetinde önemli bir yer tutuyor. Ispanak, pazı ve diğer yeşil sebzeler, vücut için zaruri vitaminleri ve mineralleri sağlayarak, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor. Fatma Nine, her gün mutlaka taze sebzeleri tüketmeye özen gösterdiğini ve bunların vücudunun genç kalmasına olan katkısını asla inkâr edemeyeceğini ifade ediyor.
Yıllar boyunca bunların yanı sıra, sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemesinin yanı sıra dikkat ettiği başka unsurlar da var. Su tüketimine dikkat etmek, yeterince dinlenmek ve akti̇f kalmak gibi alışkanlıkları, Fatma Nine'nin sağlığını korumak için izlediği başka yöntemlerdir. Aile ile vakit geçirmeyi, iletişim kurmayı önemseyen Fatma Nine, sosyal hayata aktif katılımlarının bile sağlığını olumlu yönde etkilediğinin altını çiziyor.
Fatma Nine’nin hayatı, sağlıklı beslenmenin sadece fiziksel değil, ruhsal sağlık açısından da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Uzun ömrü boyunca tükettiği bu dört besinle, genç nesillere de önemli bir örnek teşkil ediyor. Herkesin alabileceği dersler var: Doğal, taze ve sağlıklı gıdalarla beslenmek, uzun bir yaşamın kapısını aralayabilir. Bu nedenle, Fatma Nine’nin hayatını ve beslenme tavsiyelerini dikkate almakta büyük fayda var. Sağlıklı bir yaşam sürmek için yaşa bağlı kalmadan, her birimiz kendi sağlığımıza dikkat ederek, hem bedenimizi hem de ruhumuzu beslemeliyiz.